8 Ocak 2010 Cuma

AYDINLAR (!) VE ŞEHİTLER.

Ülkücü kesimin kullandığı bir slogan vardı.

Tanrı Türk’ü korusun!

Slogan Değişti.

Tanrı Türk’ü sadece Türk aydınlarından(!) korusun yeter! Kalanını millet halleder.

Tüm kabahat medya patronlarında!

Gazeteciyi her gün yazı yazmak ya da tv programı yapmak zorunda bırakırsan olacağı budur.

Bu işi yapabilecek birikime sahip taş çatlasın 10 kişi varken yüzlerce “gazete köşesi” ve “tv program saati” doldurulmayı bekliyor. Zorla güzellik olmuyor.

Zorlayınca:



Biri çıkıp; Türkiye “siyasal ve ekonomik riskleri yüksek bir savaşa yöneldi” diyor.

Kendisinden “Allah müstahakını versin, insanlık tarihinde siyasal ve ekonomik riskleri olmayan bir savaş olmuş mudur ki, “Akil Adam” pozlarında böylesine hoş ama boş lafları, neden ediyorsun?” diye soran olmuyor.

Diğeri; PKK Türk ordusunu “Kuzey ırak bataklığına çekmek istiyor” diyor.

Edep yahu! Sen sıradan bir köşe yazarısın. Dünyayı doğru okumayı becerebilen tek kurumumuz olan TSK’nin kurmayları anlayamıyorlar ama sen anlıyorsun öyle mi? diyen olmuyor.

En entel olanı; “Demokratik, çoğulcu, hak ve özgürlüklerden yana tavır alamadık gitti” diye hayıflanıyor.

İyi de, cumhuriyetimiz kurulduğu günden beri federasyon bile talep edebilen birçok Kürt milletvekili meclise girmiştir. Kürt başbakanlar, cumhurbaşkanları, ordu komutanları, yüksek yargıçlar görev yapmıştır. Kimseye vaaaaay, sen Vanlı'sın ha! Seni başbakan yapamayız denmedi. Mahkemeler, doğduğumuz şehre bakarak değil, eylemimizden yola çıkarak yargıladı bizi. Yeri geldi, karakola çağrılan Manisalı da Diyarbakırlı da sorgudan önce pataklandı. Yurdumuzda ayrımcılık yok mu? Var! Var ama, Türk Kürt ayrımcılığı değil zengin-fakir ayrımı var. Eyyyy en entelim! Sanki bunları bilmiyor musun? diye hatırlatan olmuyor.

Az entel olanı; Kürtlere ana dilde eğitim ve yayın hakkı vereceksiniz... diye söze başlayınca, müdahale etmek ve...

Sanki ortalık, ellerindeki Kürtçe şaheserleriyle; basacak yayınevi bulmakta zorlanan Kürt yazarlarla dolu...

Sanki ortalık, her hafta bir kitap okuma alışkanlığında olan ama ana dilinde yazılı eser bulamadığından şikayet eden Kürt gençlerle kaynıyor...

Sanki Kürtçe kurslarına öylesine yoğun talep geldi ki Türkçemiz elden gidiyor telaşına kapılanlar, kursları kapattı...

Sanki Kürt çocuklar eğitimlerini ana dilde yaparlarsa, geleceklerini daha iyi plânlayacaklar. Daha rahatlıkla iş bulacaklar. Daha çok para kazanacaklar...

Madem az da olsa entelsin, Kürtleri öncelikle, Şeyhlerden ve ağalardan koru! demek zorunda kalıyorum.

Eserleriyle, sözleriyle, tavırlarıyla uluslararası plânda ülkesini korumayı, gözetlemeyi ve gradosunu yükseltmeyi görev addetmesi gereken aydınlarımız, 301.maddeyi kaldırıp¹ Türk’e ve Türkiye’ye küfür peşinde koştukça; ülkenin savunması Mehmetçik’in üstüne kalır. Böylesine toplu bir ihanete maruz kalan ülke askerinin de yapabileceği fazlaca bir şey yoktur. Ölmekten başka...

Olur olmaz her konuda akıl yürüten aydınlarımızı(!) 2000 yıl önce yaşamış Latin Ozan Martialis’in bir dizesiyle selamlayalım(!).

O suyu bulandırmaya kıçın yetmez Zoilus,


Kafanı sok kafanı!

1-Diyelim 301'i kaldırdılar, 61'i de kaldıramazlar ya!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder