14 Eylül 2013 Cumartesi

DEMOKRATİK LAİK CUMHURİYETE ELVEDA.

2008 Yılında yazılmış  yazı.


Zaman tam da Requiem zamanıdır...

Mozart mı Webber mi?

Demokratik Laik Cumhuriyetimizin cenazesini kaldırmamız gerekiyor...

Cumhuriyetimizi dualarla yıkanlar, dualarla uğurlanmasına izin vermezler...

Cenaze marşımızı seçmeliyiz...

Lorin Maazel yönetiminde Sarah Brightman ile Placido Domingo ağır bastı...

Webber’i seçtim.



Cd çaların sesini açtım...kendimle konuşmaya başladım..

Gidiş hoş değil...

Sevgili Cumhuriyet’im! Sen ne mi yaptın?

Allahın kulu, sultanın tebası olan bir ümmetten...

Demokratik laik (Ve en önemlisi,) “yurttaş” yarattın..

Laikçi(!) denilerek aşağılanmaya çalışılan yurttaşların...

Cumadan cumaya, bayramdan bayrama ya da cenazeden cenazeye de olsa..

Camiye giderler...

Bazıları oruç bile tutar...

Beş vakit namaz kılanı dahi vardır...

Kandil’leri sorgulasalar da ‘kandil mesajı’ gönderirler...

Bayram ayırımı yapmazlar...

Büyüklerini ziyaret ederler, küçüklerin ziyaretini beklerler...

Bayramlaşmayı ihmal etmezler...

Bunları yapmayan laikler yok mudur?

Vardır elbette...

Tıpkı hafta tatilinde (Görevli olduğu camiye hiç uğramayan,) namaz kılmayan imamlar kadar.

Tıpkı abdestsiz namaz kılanlar kadar..

Belki de gizli gizli yiyip “oruçluyum” diyenler kadar...

Niye “namaz kılıyorsun?” diye sormazlar...

Oruç tutanlara saygılı olmaya gayret ederler...

Görev alanları kapsamında değilse; türban ve türbanlıyla sıradan ilişki kurarlar...

“Allah'a inanıyor musun?” diye bir soru sormayı, akıllarının ucundan geçirmezler...

“Yoksa sen Müslüman mısın?” sorusuna dağarcıklarında yer vermezler...

Okullarında bilim ve felsefe okuyan yurttaşların...

Durduk yerde değil de yeri geldiğinde...

İnanç sistemlerini sorgulamaya görsünler hele...

“Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır!”...

Allah'a inanmıyor musun?”...

“Müslüman değil misin?”...

“Hadi gel! Cuma’ya gidelim!” ...

(Birbirlerinin alternatifiymiş gibi) “Sen benimle camiye gel, ben seninle meyhaneye geleyim!”...

Şeklindeki soru, öneri ve nasihatlere muhatap oldular...

Onlara sahip çıkmadın...

Onlar da senin kıymetini bilemediler...
Çankaya'n Ezankaya oldu...

Meclis molla doldu...

Eğitimin Medreseye..

Adliyen, Emniyet'in Gülen’e döndü...

Senin gıkın çıkmadı...

Burjuvazin cami avlusuna bıraktı seni, yasak aşk ürünü bebek gibi...

Yurttaşların servet derdinde...

Hâlâ direnmek niye?...

Yıkıl artık(!)!...

Yıkıl ki ‘Requiem’ seçimim doğru mudur? bileyim!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder